Sayı 25

Masallar ve Arketipler’e  Farklı Bir Bakış

Masallar, yaşadığı ve anlatıldığı toplumla sınırlı kalmayan ve insanlığın tarihsel süreci içinde elinde bulundurduğu en eski anlatılarından biridir. Evrensel ve kollektif bilinçaltanın, bilinçüstüne, reel hayata yansıyan, ayna vazifesi gören güçlü, yerleşik hikayelerdir. Sadece eğlenmek için anlatılmaz masallar. Aynı zamanda yaşadığı toplumun kültürel kodlarını, tarihsel sürecini, sosyo kültürel alt yapısındaki gelişme ve değişmeleri aktaran, hatta gelecek nesillerin istifade etmesi için kayıt altına bir araç işlevi de görürler. İşte buradan hareketle masala canlılık katan ve anlaşılmasını sağlayan, derin yapısını anlamak ve anlatmak için kullanılan en önemli kavramlardan biri de masalın arketipleridir. 

PEKİ ARKETİP NEDİR?

Sosyokültürel açıdan masalları inceleyen ve en doğru kaynakları ortaya çıkaran önemli isimlerinden biri olan Carl Gustav Jung, çalıştığı analatik psikoloji alanında parmak bastığı ve önem verdiği arketipleri, “insanlığın sosyo kültürel olarak farklılıklar gösterse de insanlığın evrensel bilinçaltında yer alan semboller ve karakterler bütünü olan kalıplardır” diye tariff eder. Farklı kültürlerde anlatılan masalların tamamında benzer kalıplar, karakterler, temalar ve semboller olarak karşımıza çıkar. Anlatıcı masalı oluşturur ve anlatırken, bu arketipleri kullanarak dinleyici bireyin bilinçaltı dünyasına seslenerek, bilinç dışı dünyasında görmesi gerekenleri göstermek için çıkarımlar ve gönderimler yapar. Dinleyicinin dış dünyasına seslenir. Böylece evrensel hikaye kalıpları ortaya çıkarır. 

TÜM DÜNYA KÜLTÜRLERİNDEKİ MASALLARDA

YAYIN BULUNAN ANA ARKETİPLER NELERDİR?

  1. KAHRAMAN : Her masalın mutlaka bir kahramanı vardır ve en çok, en iyi bilinen arketiptir masalın kahramanı. Anlatım sürecinde  yaşadığı toplum içinde belki silik bir karakter ya da sıradan bir insan olarak çıkar karşımıza. Masal ilerledikçe, zaman içinde önemli ve gerçekten hem kendi hayatını, hem çevresinde bulunanların hayatını değiştirecek olağanüstü değişim odaklı bir yolculuğa çıkar. Tüm zorlukların üstesinden gelir. Zekası, cesareti ve çalışkanlığı sayesinde karşısına çıkan tüm engelleri aşar. Anadolu anlatılarında Nasreddin Hoca, Keloğlan, Küllü Fatma, Alaaddin gibi karakterlerin yanında, batı masallarında bulunan Pamuk Prenses, Kül Kedisi, Fareli Köyün Kavalcısı ve benzeri karakterler kahraman arketipine örnek olarak gösterilebilir. 
  1. BİLGE

Masalın içinde bulunan kahramanın, çıktığı yolculukta onun akıl danıştığı, bilgisinden ve tecrübesinden yararlandığı, kahramana yol gösteren bir bilge karakter mutlaka bulunur. Bu karakter kahramana çıktığı yolculukta karşılaşacağı zorlukların üstesinden nasıl geleceğine dair minik tüyolar verir, yapması ve izlemesi gereken doğru yolu gösterir. Tüm dünya masallarında yaşlı kadınlar, bilgeler, iyi kalpli devler, iyi kalpli dev anaları, büyücüler, dervişler, yaşlı ve bilge kadınlar ya da periler, kimi zaman lambadan veya kuyudan çıkan cinler, bir dudağı yerde, bir dudağı gökte siyahi halayıklar bu görevi üstlenir. Bilge karakteri bazen bir hayvan figürü ile de ifade edilebilir. Şah Yusuf masalında, şah Yusuf’u üvey annesinin kurduğu tuzaklardan kurtaran köpek gibi. Tutiname’de evin hanımını kötü karakterin kandırmasına mani olmak için her gece ona bir masal anlatan Tuti(papağan) gibi,  Keloğlan masallarında bulunan ak sakallı dervişler, iyi kalpli dev anaları ya da periler ya da iyi yürekli cinler gibi.

  1. KÖTÜ KARAKTER 

Kahraman arketipinin çıktığı masal yolculuğunda onun engelleri aşmasını zorlaştıran, önüne her türlü engeli çıkartan ve onun başarıya ulaşmasını zorlaştıran antagonist karakterlerdir. Kötülük yaparlar ve kahramanın yolculuğunu neredeyse imansız hale getirirler. Keloğlan masallarındaki Kara Vezir gibi, Küllü fatma masalındaki antagonist arketip üvey anne ve onun kızları olarak karşımıza çıkmaktadır. 

  1. MASUM ARKETİPİ

Bu arketip masal anlatım sürecinde ve olay kurgusu içinde dürüstlük, saflık ve iyilik gibi insani özelliklerle birleştirilir. Aslında burada Masum arketipini kahraman karakterinin içinde görürüz çoğunlukla. Çünkü Masal kahramanı masalın başlangıcında masum bir karakter tablosu çizer ve bu ruh haliyle karşımıza çıkar. Masal boyunca başına gelen hadiseler, yaşadığı olaylar bu kahramanları bir dönüşüm, değişim sürecine sokar. Yine Keloğlan, Küllü Fatma, Bir Vuruşta Yedi Can masalındaki Terzi karakteri bu arketipe en tipik örnekler olarak verilebilir.

  1. YARDIMCI KARAKTER ARKETİPİ

Masal anlatıcısı oluşturduğu veya aktardığı masalda öne çıkan kahramanın yanına mutlaka bir yardımcı vermek mecburiyetindedir. Masalın kurgusunda bu mevcuttur. Bu kimi zaman bir insan olarak tasvir edilir, kimi zaman bir hayvan, kimi zaman konuşan bir ağaç, kimi zaman bir kuyu. Genellikle Hayvanlar, periler, sadık ve vefalı arkadaşlar şeklinde karşımıza çıkar. Bu arketipi canlandıran karakter, masal boyunca kahramana çeşitli vesilelerle yardımcı olur, onun zorlukların üstesinden gelmesinde ona yol gösterir. Keloğlan ve Kuyu Devi Masalındaki Kuyu Devi, Ali Cengiz Oyunu masalındaki Ali Cengizin Karısı ve Kızı, Alaaddinin Sihirli Lambası masalındaki Lamba Cini, Sinbad masalında Simbad isimli Masal Kahramanımızın sürekli omuzunda olan, etrafında uçarak onu uyaran, bilgiler veren Papağan Şila bu arketipe örnek olarak verilebir. 

  1. SULTANLAR, PRENSESLER, KRALLAR, KRALİÇELER

Tüm dünya masallarında evrensel bir arketip olması hasebiyle her masalda vardırlar. Gücü, disiplini ve düzeni temsil eden ana karakterlerdendir. Kimi zaman bulundukları mevkiyi kötüye kullanan, kendi çıkarları için insanlara zulmeden karakterler olarak da karşımıza çıkabilirler. Ancak masalın bitiminde, kahraman mutlaka kötü kalpli kralı ya da kraliçeyi alaşağı ederek tahta oturur, yönetimi eline alır. Masallarda bulunan bu karakteristik fifür toplum düzenini, sosyal hayattaki disiplini temsil eder, masalın sonunda da Kahramanı ödüllendiren, onu zenginleştiren bir karaktere bürünür. Şah Yusuf ve Belibehri Masalındaki üvey anne hanım sultan gibi, Keloğlan ve Yedi Kardeş Masalındaki Cazu karısı gibi

MASALLARIN KÜLTÜREL KODLARI VE PSİKOMOTOR ÖZELLİKLERİ

Günümüzde maalesef masal deyince akla ilk etapta çocukları eğlendiren, onların vakitlerini güzel geçirmeleri için kullanılan bir kültür aracı geliyor aklımıza. Anne babalar çoğunlukla çocuklarının ısrarı üzerine anadolu ifadesiyle “Karınlarından uydurdukları”, “uyduruk” bir masal oluşturup, çocuğunun isteğini yerine getirmiş olmanın rahatlığıyla onu uyutmada kullandıkları bir araç gibi görmektedirler. 

Evet çocuklar başta olmak üzere masallar dinleyenleri eğlendirmek, neşelendirmek, güldürmek ya da düşündürmek için anlatılan hikayeler olarak değerlendirilebilir. Ancak burada unutulmaması gereken en önemli nokta, toplumun bilinç portalinde bulunan ve zaman içinde tarih süzgecinden imbiklenerek nesiller boyu miras mahiyetinde aktarılan Kültürel Değerlerin ve ahlaki kodların şekillenmesinde, bu arketiplerin önemli bir rol oynayan araçlar olduğu hususudur.

Masallardaki arketipler, masal kahramanının üzerinden dinleyici bireyin psikolojik gelişim sürecine önemli katkıda bulunur. Masal boyunca kahramanın yolculuğu aslında onu dinleyen bireyin olgunlaşma süreci ile doğru orantı gösteren bir eylemdir. Buradan hareketle anlatılan masallar, dinleyicilerin bilinçaltlarına ittikleri ve hatırlamak istemedikleri korkularını, bilinçdışı umutlarını, arzularını masal aracılığıyla simgesel bir düzeyde ortaya çıkararak ferdin psikomotor dengesini destekleyen önemli unsur olarak karşımıza çıkar. 

Ayrıca anlatılan masallar aracılığıyla nesiller arasında kurulan kültür köprüsü sayesinde toplumsal bilgi ve birikimlerin aktarılmasında da önemli rol üstlenmiştir. 

Farklı kültür, coğrafya, milletler arasında anlatılan ve birbiri ile benzer figürleri taşıyan masallar özellikle evrensel ortak mirası ve insanlığın ortak değerlerini gözler önüne serer. Buna genel bir  tanımlama yapacak olursak Doğu tandanslı masallarda özellikle bilgi, ilim ve manevi boyut daha ön planda görünürken, batı tandanslı masallarda cesaret ve bireysel hareket daha ön plana çıkmakta, daha belirgin olabilmektedir. Ancak hem doğu kültüründe, hem batı kültüründe anlatılan masalda yer edinen arketiplerin roller birbirlerine çok benzer ve yine çok yakınanlam yüklemeleri ile bu arketipleri farklı karakterlerde olsa aynı ideaya hizmet ederken görebiliriz. 

Masallar, toplum içinde yaşayan ve birliriyle iletişim kuran bireylerin kültürel dinamiklerini ve değer miralarını gelecek nesillere aktarmakamacıyla kullanılan çok önemli bir araçtır. Masalın nesiller arasında kurduğu kültür köprüsünde en önemli roller arketipler üstlenmektedir. Masal kahramanının gözüpekleği ve korkusuzluğu, masaldaki bilge ve akil kişilerin doğruya yönelik yürüyüşte kahramana yol göstericiliği,  masalda mevcut bulunan kötü karakterin karşıtlığına dikkatle baktığımızda, masala dinleyen her ferdin, her kişinin aslında içsel yolculuğunda bir karşılık bulduğunu görürüz.

İşte bu yüzden bu kadar teknolojik yenilik, imkan ve ortamın mevcut olduğu, bilgiye bu kadar kolay ulaşabildiğimiz, kendimizi ifade etmek için çok çeşitli iletişim araçları etrafımızda mevcut iken, tüm bunlara ragmen hâlâ masallar, hem büyükler, hem de çocuklar tarafından büyük bir ilgiyle dinlenmekte, takip edilmektedir. 

Yeni nesilleri öğretilmek istenen her konu metazori bir şekilde bilginin dayatılmasından ziyade masallı ve masallardaki arketipleri kullanarak hem eğlenceli, hem kalıcı, hem de doğru bir şekilde dinleyenlerin ilgisine sunmak en kolay ve en doğru metoddur. 

Teknolojik saldırıların ve otokontrol sistemlerinin bu kadar yoğun olduğu dünyamızda, masalın sade, anlaşılır dili, kolay Kabul edilir mesajlarla yüklenmesi ve bu mesajları aktaran arketiplerin üstlendiği rol itibariyle dinleyiciyi yakalayıp içine çekmesi nesiller arası iletişimi hem çok basit, hem de çok kolay kılmaktardır. 

Masallar hiç bitmesin, anlatıcılar hiç susmasın. 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu